11 Temmuz 2012 Çarşamba

DOSTOYEVSKİ SUÇ VE CEZA

Estetik bir bitim ben başka bir şey değil... Kitabın etkileyici cümlelerinden biri. Baş karakterimiz ise Raskolnikov. Raskolnikov  dünya edebiyatının etkileyici karakterlerinden biri. Bir cinayet işlemiş fakat kendisini suçlu gibi bile görmez. ona göre suçun doğası farklıdır. İnsanları sıradan insanlar ve olağanüstü insanlar olarak ikiye ayırır. Sıradan insanların suç işlenmeye yetkileri yoktur. Fakat olağanüstü insanlar üstün amaçlar uğruna suç işleyebilirler. Bunlara Napolyon ve Muhammed'i örnek verir. İkisi de kendi değerleri uğruna suç işlemişler fakat kendinden sonra gelenler için kahraman olmuşlardır. Raskolnikov da bir Napolyon olmak ister. Kendini diğer insanlardan farklı olarak görür. Hatta çoğu zaman diğer insanlardan iğrenir ve onlardan kaçar. Raskolnikov da yabancılaşmış bir karakterdir aslında.  Toplumun egemen değerlerine inanmaz, onları benimsemek istemez. Cinayeti işleme nedeni de bir başkaldırıdır. Toplumun yozlaşmış, köhnemiş değerlerine bir başkaldırı göstermiştir. Yaşadığı şehir olan Petersburg bu köhnemiş değerlerin en yoğun olduğu yerdir. Raskolnikov yaşadığı dönemde bir aydındır. Eski bir üniversitesi öğrencidir ve suçun doğası üzerine teorisi vardır. Cinayeti de işte bu nedenle işler. Cinayeti işlemekle bir suç işlememiş kendi deyimiyle bir biti ortadan kaldırmıştır. Daha yüksek amaçlar uğruna tefeci bir kocakarıyı öldürmüştür. İşlediği cinayet bir başkaldırıdır kuşkusuz fakat onu bir üst insan yapmaz. Burada Nietzsche'yi anabiliriz. O insan görüşünü incelerken suça yer vermiş midir bilmiyorum fakat o Raskolnikov'u üst insan olarak görmeyecektir. Ona göre üst insan mevcut değerlere başkaldırdıktan sonra yerine yeni değerler koyabilen insandır. Raskolnikov yeni değerler ortaya koyamamakla kalmamış aynı zamanda estetik bir bit olmaktan öteye gidememiştir. Raskolnikov dışında romanda iki önemli karakter daha vardır. Sonya ve Svidrigaylov... Sonya bir fahişedir fakat bir fahişe olamayacaktır saftır. Bir melek kadar
temizdir.. Raskolnikov cinayetini önce Sonya'ya itiraf etmiş adeta günah çıkartmıştır. Svidrigaylov ise son derece kötü niyetli bir adamdır. Bir şeytan gibidir. Cinayeti o da bilmektedir. Sonya ona teslim olmasını söylerken Svidrigaylov ise ona kaçmasını söylemektedir. Bu iki karakter Raskolnikov'un içinde melek ve şeytan gibidir. Fakat Raskolnikov gider teslim olur. Bu yapmasının nedeni suç işlediğini kabul etmesi değil belki de çektiği vicdan azabıdır. Romanın bir diğer önemli vurgusu vicdanadır. Raskolnikov cezası sırasında bir arınma gerçekleştirir ve kendine yepyeni bir hayat kurmaya karar verir. Romanın böyle bitmesi şaşırtıcıdır aslında. Toplumun değerleriyle bu denli hesaplaşmış bir insanın tekrar hayat dönmesi ilginçtir. Bu bir yeniden diriliş olarak tanımlanabilir. Sonya'ya olan aşkı onu yeniden hayata bağlamıştır. Artık onu yeni bir hayat beklemektedir.